Bulgaristan’ın Keşfedilmemiş Kültür Mirası: En İyi 7 Arkeolojik Site
Bulgaristan, tarihi ve kültürel mirasıyla, bir arkeoloji meraklısının keşfedebileceği bir cennettir. Bu Balkan ülkesi, çeşitli dönemlere ait çok sayıda arkeolojik alan ve kalıntıya ev sahipliği yapmaktadır. İşte Bulgaristan’ın en iyi 7 keşfedilmemiş arkeolojik sitesi:
Perperikon: Eski Dünyanın Gizemli Tapınağı
Bulgaristan’ın güneydoğusunda yer alan Perperikon, antik dünyanın en büyük kaya kesim tapınak kompleksidir. Trakyalılara dayanan bu yerleşim yerinin tarihi MÖ 5000 yılına kadar uzanır.
Perperikon’daki tapınak, Antik Yunan tarihçisi Herodot tarafından anlatılan Dionysus tapınağı olduğuna inanılıyor. Bu gizemli yeri keşfederken, zamanın nasıl geçtiğini unutabilirsiniz.
Nikopolis ad Istrum: Roma İmparatorluğu’ndan Bir Miras
Nikopolis ad Istrum, Roma İmparatoru Trajan tarafından M.S. 102 yılında kurulmuş bir antik Roma şehri. Bu ören yeri, Roma İmparatorluğu’nun mimari ve sanatsal başarılarının bir örneği olarak kabul edilir.
Site, kamu binaları, caddeler, anıtlar ve anıtların kalıntıları ile özellikle etkileyici. Ayrıca, burada birçok heykel, rölyef ve diğer sanatsal eserler bulunmuştur. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.
Madara Atlısı: Bulgaristan’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki İlk Yeri
Madara Atlısı, Bulgaristan’ın tarihini ve kültürünü sembolize eden önemli bir anıttır. 8. yüzyılda yaratılan bu devasa kaya oyması, Bulgaristan’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki ilk yeridir.
Bu benzersiz kabartma, bir at üzerindeki bir hükümdarı ve onun altında bir aslan ve bir köpek tasvir eder. Oyma, Bulgaristan’ın erken tarihini ve kültürel kimliğini anlatan birçok yazıtla çevrilidir.
Kabile: Bulgaristan’ın Eski Başkenti
Kabile, Bulgaristan’ın eski başkenti olan ve Trak uygarlığına dayanan bir arkeolojik sitedir. Bu yerleşim yeri, zengin tarihini ve kültürel mirasını sergileyen bir dizi kalıntıya ev sahipliği yapmaktadır.
Kabile’deki kalıntılar arasında büyük bir amfitiyatro, bir forum, bir stad, bir tapınak ve birkaç hamam bulunmaktadır. Bu kalıntılar, Bulgaristan’ın uzun ve çeşitli tarihine ışık tutar.
Sozopol: Karadeniz Sahilinin Tarihi İncisi
Sozopol, Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısında bulunan ve tarih öncesi dönemlere dayanan bir sahil kasabasıdır. Bu kasaba, eski taş evleri, dar sokakları ve ahşap balkonları ile ünlüdür.
Sozopol ayrıca, antik Apollonia’nın kalıntılarını barındıran önemli bir arkeolojik sitedir. Bu kalıntılar arasında, eski bir tiyatro, bir agora ve bir dizi eski kilise bulunmaktadır. Ayrıca, kasabanın arkeoloji müzesi, Bulgaristan’ın tarihine ve kültürüne geniş bir bakış sunar.
Varna: Altın Kent
Varna, Bulgaristan’ın en büyük üçüncü şehri ve Karadeniz’in en büyük limanı olmasının yanı sıra, dünyanın en eski işlenmiş altınını bulma şerefiyle de tanınır. Altının, milattan önce 4.500-4.200 yıllarına tarihlenen Varna nekropolünde bulunduğu tahmin ediliyor.
Bu tarihi buluş, altın ve diğer değerli eşyaların mezar hediyesi olarak sunulduğu bir döneme ışık tutuyor. Arkeolojik alanın yakınında bulunan Varna Arkeoloji Müzesi’nde bu eserlerin bazıları sergilenmektedir. (Odafix.com tavsiyesidir.)
Plovdiv: Avrupa’nın En Eski Şehirlerinden Birinde Zaman Yolculuğu
Plovdiv, Bulgaristan’ın ikinci büyük şehri ve Avrupa’nın en eski sürekli yerleşim yerlerinden biri. Şehir, farklı dönemlere ait çok sayıda tarihi ve arkeolojik kalıntıya ev sahipliği yapmaktadır.
Roma dönemine ait antik tiyatro ve stadyum, Osmanlı dönemine ait Eski Plovdiv’in çarpıcı evleri ve orta çağa dayanan St. Konstantin ve Elena Kilisesi, bu etkileyici şehrin sunduğu önemli noktalardan sadece birkaçı. Tarih ve kültür meraklıları için Plovdiv, Bulgaristan’ın keşfedilecek en değerli hazinelerinden biri.
0 yorum